Lara'da Gezilecek Yerler Listesi

Hititler halkı olarak bilinen Luvilerin dilinde ‘’kum’’ anlamına gelen Lara, Larassa’dan türetilmiş olup kum kenti olarak anılmaktadır. Plajları, nizami sokakları ve havası ile Akdeniz’in en önde gelen turistik bölgesi olan Lara, şehir merkezine en yakın rotadır. Otellerin fazla oluşu sebebi ile her yaz dönemi yoğun turist ağırlayan bölge, bizlerin olduğu gibi yabancı turistlerin de gözbebeğidir. 

En İyi 9 Yer Önerisi

Şelaleleri, doğal parkları, altın kumlu plajları, antik kentleri ile dolu dolu bir bölge olan Lara, yaz – kış canlı bir ortama sahiptir. 

Düden Şelalesi

Antalya merkezine 8 kilometre uzaklıkta bulunan şelale ‘’Karpuzkaldıran’’ adı ile de bilinmektedir. Düden nehrinden denize sularını 40 metre yükseklikten bırakmaktadır. Yoğun suyun denize dökülmesi ile deniz üzerinde bir sis bulutu oluşturmaktadır. Gençlik parkı içerisinde bulunan şelale gece ışıklandırması ayrı gündüz maviliğin yoğunluğu ayrı olmak üzere günün her saati bir görsel şölen sunmaktadır. Çevresinde şelaleyi izleyerek kahvenizi yudumlayabileceğiniz kafeler bulunmaktadır. M.Ö 334-333 yıllarında Likya ve Klikya arasındaki bölge olarak bilinen Pamfilya’yı fetheden Büyük İskender’in atlarının su içmesi için mola verdiği şelale bundan dolayı bazı kaynaklarda İskender şelalesi olarakta geçmektedir.

Perge Antik Kenti

Eski zamanlarda Pamfilya bölgesinin başkenti olarak bilinen Perge Antik kenti Antalya’nın 18 kilometre doğusunda yer almaktadır. Müze kartı ile ziyaret etmeniz mümkündür. Perge antik kenti Tunç çağı döneminde kurulmuş bir yapıdır. Hiti ve Roma dönemine ait kalıntılara ev sahipliği yapan kent içerisinde mermer heykeller, büyük sütunlar yer almaktadır. Yine kent içerisinde M.S 2 . yüzyılda kurulmuş 15 bin kişilik tiyatro da yer almaktadır. Kent, İncil’de Hristiyanlığın kutsal mekanlarından biri olarak geçmektedir.

Antalya Kaleiçi

Eski adı Tarihi Çekirdek Kenti olarak bilinen Kaleiçi bölgesinde, Hıdırlık kulesi, 7. Ahi Yusuf mescidi, Kaleiçi müzesi, üç kapılar ve Kaleiçi çarşısı bulunmaktadır ve mutlaka görülmesi gereken ayrı bir dünyadır.  Antalya, M.Ö 159-138 yıllarında liman kenti olarak hayata geçmiş ve M.Ö 102 yılında Klikya eyaletine katılmıştır. Kaleiçi ise 139 yılında kurulmuş olup üç tane kapı açıklığına sahiptir. Günümüzde şehrin ortasında konumlandırılmış olan Kaleiçi, surların içerisinde yer alıp şehirden eski döneme adım atmak gibi hissettirecektir. Bu dönemde içerisi hala işlek olup butik otellere, takıcı dükkanlarına, restoran ve kafelere ev sahipliği yapmakta olup yolu büyük bir limana açılıp seyir terasında bitmektedir.

Lara Plajı (Altınkum Plajı)

Hititler döneminde ‘’kum’’ anlamına gelmekte olup adını buradan almıştır. Türkiye’nin en uzun kumsalına sahip olan plaj yoğun ilgi görmektedir. Arka tarafında küçük bir orman bulunduran plaj hem güneşlenip denize girmek adına hem piknik yapıp yeşilin ve mavinin her tonunu yakalayarak doğa içerisinde vakit geçirebileceğiniz muhteşem bir alandır. Kamp severler için de biçilmiş kaftan olan plajın uzunluğu 2 kilometre genişliği ise 45 metredir. Yosunu fazla olan denizi çakılsız, taşsızdır. 

Aya Yorgi Klisesi

5 Ortodoks Rum kiliselerinden biri olan Aya Yorgi mutlaka görülmesi gereken tarihi yapılar arasında yerini almaktadır. 1920’li yıllarda nüfus mübadelesi sonrası depo amaçlı kullanılmıştır. 1991’den sonra ise 2 yıl restorasyon gören kilise Kaleiçi müzesinin sergi salonu olarak ziyarete tekrar açılmıştır. 

Tarihi Saat Kulesi

9. yüzyılda yapılan bu saat beşgen kaide ve 4 saat kadranlı, mazgallı kulesi ile günümüzde hala ilgi görmektedir. II. Abdülhamit dönemine ait olan bu kule en popüler tarihi eserler arasında bulunmaktadır. Yüksekliği 14 metre olan kule çoğu noktadan görülebilmektedir. 19. Yüzyılda kuleye takılan orijinal saat restorasyon sırasında çalınmış ve yerine plastik saat takılmıştır. II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. Yılı şerefine Sadrazam Küçük Said Paşa tarafından inşa ettirilmiştir.

Hadrian Kapısı

130 yılında Roma imparatoru olan Hadrianus’un Antalya’yı ziyaret etmesi anısına kenti çevreleyen sur üzerinde inşa edilmiştir. İki cephesinde dörder tane mermer sütunun yer aldığı üç kemerli kapı ve yanında yer alan iki kuleden oluşmaktadır. Günümüze kapının üst katı ulaşamamış olsa da geri kalan kısımları hala ziyarete açıktır. 1882’de ortaya çıkan kapının alt katı ise 1959’da restorasyondan geçmiştir. 1882’de Mutasarrıf Turhan Paşa’nın girişimiyle yapılan hafriyat çalışmasında kapıyı çevreleyen sur ve duvarlar yıktırılmıştır. Kapının toprağa gömülü olan kısmı kazı sırasında sütunlar devrilmiş sonrasında yerine örme dikilitaş usulü taştan payandalar eklenmiştir. Bu payandalar da 1959’da yapılan restorasyonda kaldırılarak aslına uygun mermer sütunlar yerleştirilmiştir.

Antalya Oyuncak Müzesi

Oyuncak müzesi 23 Nisan 2011 yılında Antalya büyükşehir belediyesi tarafından açılmış ve işletilmeye başlanmıştır. 1800 ve 1900 yıllardan kalma parçalarında içinde yer aldığı oyuncak müzesi binlerce oyuncağa ev sahipliği yapıyor. Çocuklar başta olmak üzere yetişkinlerinde hayli ilgisini çeken müze pazartesi günleri hariç her gün saat 08:00 18:00 saatleri arasında ziyarete açıktır. İlk girişte müzenin simgesi haline gelen kağıttan bir gemi ile karşılaşıyorsunuz.  İçerisinde Mickey Mouse, Red Kit, Şirinler, Keloğlan, Kül kedisi ve balkabağı arabası, Nasreddin Hoca ve eşeği, Temel reis gibi karakterlerde yer almaktadır. 

Antalya Müzesi

Savaş sırasında antik eserleri koruma amacı ile kurulmuş olan müze Roma dönemine kadar uzanan bir döneme şahitlik etmiştir.  1988’de Avrupa Konseyi yılın müzesi ödülünü almıştır. 1. Dünya savaşında eserlerin korunması için 1922’de Kaleiçi’nde bulunan Alaeddin Cami’de kurulan müze 1972’de bugünkü binasına taşınmıştır. 30 bin metrekarelik bir alana sahip olmaktadır. İçerisinde 14 sergi salonu, çocuk bölümü, açık hava galerisi ve geniş bir bahçe yer almaktadır. 

Atatürk Parkı

Bir zamanlar gölde yaşayan kuğular sebebi ile ‘’kuğulu park’ olarak da bilinen Atatürk Parkı, muhteşem manzarası , dinlenebileceğiniz kafeleri ile güzel zaman geçirip kendinize anılar katabileceğiniz ender güzellikte ki yerlerden biridir. Gündüz ayrı gece ayrı cıvıl cıvıl kalabalık olan park yemyeşil ağaçlarla, rengarenk çiçeklerde kaplı olup kuş cıvıltılarına da ev sahipliği yapmaktadır. Kahvenizi içerken ya da yemeğinizi yerken Beydağları’nın ihtişamını ve Akdeniz körfezinin uçsuz bucaksız maviliğini izleyebilirsiniz.

Lara’yı Keşfedin

Antalya’ya tatil için veya kültürel gezi için fark etmez ne için gelirseniz gelin Lara’yı mutlaka ziyaret edin.  Lara plajlarından denize mutlaka girmeli, akşam plaj eğlencelerini mutlaka deneyimlenmeli, şelale de bir kahve içmeli ve kültürel yerlerine mutlaka bir göz atılmalıdır. Yazın turist yoğunluğundan çok kalabalık olan Lara sezonun çok uzun sürmesinden dolayı kışın da kalabalığın hafiflemesi sebebi ile ayrı bir güzeldir. Yani Lara yaz-kış fark etmeksizin sizlere her noktasında unutulmaz anılar katacak, havası ile huzur bulduracak, maviliğe açılan her yolu ile aklınıza kazınacak bir bölgedir. Görmeniz gereken yerleri sizler için listeledik, keyifli okumalar ve keyifli gezileriniz olsun.